KORKUSUZ DELİ DUMRUL
Bir zamanlar, cesareti ve yiğitliğiyle tanınan, ama bir o kadar da öfkeli ve kibirli bir adam yaşarmış. Adı Dumrul’muş, fakat herkes ona “Deli Dumrul” dermiş. Dumrul, gücüne ve cesaretine o kadar güvenirmiş ki, ölümden bile korkmazmış. Hatta bir gün, köyün yanından geçen bir dere üzerine kocaman bir köprü yaptırmış. Ama bu köprüden geçen her yolcudan haksız yere para alırmış. Geçmeyenlerden de dayakla tehdit edermiş. Böylece adını tüm diyarlara duyurmuş: “Korkusuz Deli Dumrul!”
Bir gün, köyde bir genç aniden hastalanarak ölmüş. Deli Dumrul, gencin ölümüyle alay etmiş ve kendi kendine demiş: “Kimdir bu insanları benden izinsiz öldüren? Eğer birinin canını alacaksa, önce benimle karşılaşsın! Ben ölümü bile yenerim!”
ÖLÜM GÖRÜNÜNCE
Bu meydan okuma, gökyüzünden Azrail’in dikkatini çekmiş. Azrail, yüce Allah’ın emriyle insanlara ölüm getiren bir melektir. Deli Dumrul’un kibirli meydan okumasına karşılık olarak, Azrail onun karşısına çıkmaya karar vermiş.
Bir gün Deli Dumrul, karşısında siyah cübbeli, soğuk yüzlü Azrail’i görünce donup kalmış. Azrail ona “Sen, ölümden korkmadığını söylüyorsun. O halde, eğer bu kadar cesursan kendi canını ver de görelim!” demiş.
Deli Dumrul, aniden ölümle yüzleşmenin gerçek anlamını fark etmiş. O güne kadar kimseye boyun eğmeyen Dumrul, şimdi ölümle karşı karşıya kalmış. Korkuya kapılmış ve yalvarmaya başlamış. “Bana biraz zaman ver! Benim canımı alman yerine, başkasının canını al!”
Azrail, Dumrul’a kendisi yerine ölecek birini bulması için süre vermiş. Deli Dumrul, önce babasına gitmiş ve ondan canını kendisi için vermesini istemiş. Ancak babası bu isteği kabul etmemiş. Annesine gitmiş, fakat annesi de oğluna bu fedakârlığı yapamayacağını söylemiş.
FEDAKAR EŞ
Sonunda Deli Dumrul, sevdiği eşine gitmiş. Eşi, Dumrul’un isteğini hiç düşünmeden kabul etmiş. “Senin için canımı veririm,” demiş. Bu sözler Deli Dumrul’un kalbini derinden etkilemiş. O an, Dumrul kibirli tavırlarından ve ölümden korktuğu için yaptığı bencilce davranışlardan pişman olmuş. Sevdiği insanın fedakarlığı karşısında gözyaşlarına boğulmuş ve Azrail’e dönerek şöyle demiş: “Artık ben de sevdiğim için canımı vermeye razıyım. Beni al, onu bırak.”
Azrail, bu gerçek fedakarlığı görmüş ve yüce Allah’a durumu bildirmiş. Allah, Deli Dumrul’un pişmanlığını ve eşinin sadakatini ödüllendirmek için onların ikisine de yeniden yaşam bağışlamış. Dumrul, bundan sonra adını temize çıkarmış, kibir ve öfkeyi bir kenara bırakıp hayatını iyilikle sürdürmüş.