Kurbağa Prens: Sevgi ve Dürüstlüğün Gücü
Güneşli bir günde, genç bir prenses güzel sarayının bahçesinde oynuyordu. Prenses, en çok parlak altından yapılmış küçük bir topu severdi. Her gün neşeyle sarayın bahçesindeki havuzun kenarında bu topla zıplatıp dururdu.
Ancak bir gün, prenses yine havuz kenarında oynarken, altın top aniden parmaklarının arasından kaydı ve derin havuza düştü. Prenses hüzünle ağlamaya başladı. Tam o anda, yeşil bir kurbağa suyun üstüne çıktı ve prensese seslendi:
“Ey güzel prenses, neden böyle kederle ağlıyorsun?” diye merakla sordu kurbağa.
Prenses şaşkınlıkla yanıtladı: “Ah sevgili kurbağa, altın topum havuza düştü ve ben onu çıkaramıyorum.”
Kurbağa düşünceli bir şekilde gülümsedi ve sonra, “Eğer bana arkadaşın olmayı, birlikte yemek yemeyi ve uyumayı söz verirsen, senin için topunu geri getiririm,” diye önerdi.
Prenses hemen kabul etti, fakat içinden “Bir kurbağayla mı arkadaş olacağım? Asla!” diye geçirdi.
Buna rağmen kurbağa hızla suya daldı ve altın topu getirdi. Prenses sevinçle topu kaptığı gibi saraya doğru koştu ve kurbağayı tamamen unuttu. Ne var ki o akşam, sarayın kapısında beklenmedik bir ses yankılandı: “Prenses, verdiğin sözü tutma zamanı geldi!”
Kral, kızına dönüp ciddi bir şekilde, “Verdiğin sözü tutmalısın,” diye hatırlattı. Bunun üzerine prenses isteksizce kurbağayı içeri aldı. Önce birlikte yemek yediler, ardından oyunlar oynadılar. Bu süre zarfında prenses, kurbağanın aslında çok kibar ve eğlenceli olduğunu keşfetti.
Gece olup da uyku vakti geldiğinde, prenses kurbağayı yatağının kenarına koydu. Tam o anda, mucizevi bir şey oldu: Kurbağa büyülü bir ışıkla parladı ve göz alıcı bir prense dönüştü!
Şaşkınlıkla prens hikayesini anlattı. Meğer kötü kalpli bir büyücü onu kurbağaya dönüştürmüştü. Büyüyü bozmanın tek yolu, bir prensesin onunla gerçekten arkadaş olması ve ona içtenlikle nazik davranmasıydı.
Bu deneyim sayesinde prenses, dış görünüşün aslında çok da önemli olmadığını, asıl değerli olanın iç güzellik olduğunu kavradı. Zamanla prens ve prenses birbirlerine aşık oldular ve ömür boyu mutlulukla yaşadılar.